Anksiyete Endüstrisinde Nasıl İşe Alınır

От Бисери на глупостта
Направо към навигацията Направо към търсенето

Bedenimiz ve zihnimizle ne kadar yakından bağlantılı olduğumuzu biliyor musunuz? Bizi hayatta tutan enerji nereden geliyor? Vücuttan ayrıldığında vücut ölür. Bu enerji nereye gidiyor?

Çoğumuz bu dünya gezegeninde günlük yaşama ve hayatta kalma rutinimize dahil oluyoruz. Bilim yoluyla elde ettiğimiz tüm teknik bilgilere ve ilerlemelere rağmen, ruh sağlığımızın kötüleştiğine dair pek çok kanıta sahibiz. Bunun nedeni, çoğu insanın zihnin nasıl çalıştığına dair hiçbir fikrinin olmamasıdır. Burada benim zihin anlayışımı anlamanıza yardımcı olmaya çalışacağım. Söylediklerime inanmak zorunda değilsiniz ama lütfen zihninizde çürütmeye çalışın ve yazdıklarımın mantıklı olup olmadığına bakın.

İş yerinde düşünme sürecimizin ötesinde daha büyük bir zeka olduğu açıktır. Vücudumuza bakarsak, tüm parlaklığımızın yattığı yerin beynimiz olduğunu düşünürüz. Çünkü beyin, düşünmek ve akıl yürütmek için kullandığımız fiziksel kısımdır. Beynimizi herhangi bir nedenle kullanamazsak kendimizi yetersiz hissederiz. Beyin bizi çevremizden korur ve herhangi bir tehlike bizi tehdit ettiğinde kaçınma eylemi yapmamıza yardımcı olur. Beyin olmadan hayatta mindfulnesscoaching kalamaz, dünyamızı ve zihnimizi anlayamayız. Beynimizi kullanamasaydık hayat zorlaşırdı.

Böylece beyin, gerçeklik algımızda çok önemli bir rol oynar. Zihnimizi anlamak için kullandığımız organdır. Gerçeği algılamamıza yardımcı olan organdır. Eğer doğru kullanmazsak, fiziksel ve ruhsal hastalıklara yol açabilen organımızdır. Zihnin yeteneklerimizi ve kişiliğimizi ifade etmek için kullandığı organdır. Beyin olmadan, zihin tam olarak çalışamaz. Peki akıl nedir? Bana göre zihin bizi hayatta tutan enerji kaynağı (akım).

Kolaylık sağlamak için, onu bilinç ve bilinçaltı olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Ama gerçekte, aklımız birdir. Benlik veya ego, zihnin bilinçli kısmında çalışır. Bu gezegende hayatta kalma arzumuzun bir konsantrasyonudur. Bölgesel ve sahiplenicidir ve her şeyi kontrol etmek ister. İyi tanımlanmış bir varlık olmak için yaşamdaki bilgi ve deneyimler üzerine kendini (ego-boost) inşa eder ve inançların arkasına saklanır. Sonsuza dek yaşamaya devam etmek istiyor ve zamana bağlı. Kendini kandırmak için muazzam bir kapasiteye sahiptir. Karşımızdaki gerçeği yorumlamak için egoya ihtiyacımız var. Egolarımızı geliştirmek için de beyne ihtiyacımız var. Ego olmadan birey olarak işlev göremeyiz. Beyin, egonun zihnin özelliği olan bilinç ve farkındalığı deneyimlemesine izin verir. Böylece beyin ve egonun ne kadar yakından bağlantılı olduğu görülebilir.

Ancak bilinçaltımız da beyne bağlıdır. Kardiyovasküler sistem, solunum sistemi, sindirim sistemi vb. gibi vücudumuzdaki tüm yaşamsal işlevlerimizi ve sistemlerimizi kontrol eder. İnsanlar bilinçaltını doğal karşılar ve egonun bilinçaltını nasıl etkilediğine dair çok az anlayış gösterirler. Bizi nasıl uyardığımıza bağlı olarak bizi mutlu eden ya da üzen şey bilinçaltımızdır. Ayırt etme gücü yoktur. Doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayırmaz. Hayatta ne yaparsak yapalım, her zaman bilinçaltımızı yatıştırmaya çalışırız. Örneğin, Tanrı'ya veya başka bir varlığa dua ettiğimizde bilinçaltımızı yatıştırmaya çalışırız. Müzik çalarken, dans ederken, şarkı söylerken vs. aynı şeyi yapıyoruz. Bilinçaltımız, istediğimiz melodiyi çalmak için kullandığımız piyanodur. Piyanonun tuşları, belirli bir sesi üretmek için kullandığımız kelimelerdir. Kelimeleri nasıl kullandığımıza bağlı olarak mutlu veya hüzünlü bir melodi çalabiliriz. Öyleyse bilinçaltımızın nasıl çalıştığını anlamaya çalışmamız gerekmez mi?

Vücudumuza bakarsak, zeka merkezden (beyin) bireysel hücresel seviyeye kadar nüfuz mindfulnesskocluk eder. Evet, hücresel düzeyde bile bir algı gerçekleşmektedir. Vücudumuzdaki her hücre işlevini ve kendini nasıl yenileyeceğini bilir. Deri hücreleri bizi dış ortamdan koruma görevlerini bilirler, akciğer hücreleri havadaki oksijeni nasıl transfer edeceklerini bilirler, böbrek hücreleri kanımızı nasıl temizleyeceklerini bilirler, sindirim sistemindeki sindirim hücreleri besinleri nasıl sindireceklerini bilirler vs. , ve böylece devam ediyor. Bütün bunlar bilinçaltı kontrolü altındadır. İyileşme sürecini içeren bağışıklık sistemimiz bile bilinçaltı kontrolü altındadır. Egonun faaliyet gösterdiği bilinçli zihin çok az kontrole sahiptir ancak tüm bu alanları dolaylı olarak etkiler. Bu nedenle, bilinçaltını görmezden gelmek ve onu olduğu gibi kabul etmek aptalca bir şey olur. Yine de, bugün yaptığımız ve yapmakta olduğumuz şey budur.

Yukarıdaki gözlemlerden, sadece bir zihne sahip olduğumuz ve egonun tüm zihin olmadığı görülebilir. Ego, sağlıklı bir beyin olmadan etkili bir şekilde çalışamaz. Beyin, egonun düşünmesini ve akıl yürütmesini sağlar. Beyin, gerçeği algılamamızı sağlar. Ego, zamansız boyutun bir parçası olduğunun farkına varmadan kendini zamana bağlar.

Egonun yarattığı şey, bugün gerçeklerden kaçan bir dünyadır. İnsan gerçeklikten ne kadar kaçmaya çalışırsa, gerçeklikten o kadar uzaklaşır. Algılarımızı çarpıtıyor ve daha fazla akıl anksiyete sağlığı sorunu yaşayacağız.